
Bu konuda bir sürü kez tartışmaya katıldım, fikirlermi beyan ettim sürekli de rawdan yana oldum. Artıları eksilerini bilerek ama Okan ile yaptığımız son konuşmadan sonra kısa da olsa tekrar dillendirmek istedim.
Nedense raw deninca aklıma benim buğday tarlaları geliyor. Uçsuz bucaksız rüzgâr ile üzerinde dalgalar oluşan ve hani şu genellikle filmlerde gördüğümüz açılı bi şekilde biçerdöverlerin dizili olduğu filan falan. Yani büyük bir ihtişam ve işlenmeyi bekleyen bir buğday tarlası. Eh bu buğday tarlası da yer ve zaman bakımından oldukça sıkıntılı. Sakalması bi dert, işlemek için istediği programlar bi dert. Hasat zamanı yüzümüz gülecek belki ama öncesinde güzel güzel biçerdöverleri kullanmamız gerekecek.
Bu arada belirteyim, proje dahilinde hiç jpeg ile çekim yapmamış, sadece rawa yüklenmiş biriyim. Bunu nereye bağlayacağım. Tabi ki raw kullanmanın bana fotoğraf konusunda kattıklarına ve eksilttiklerine.
Bi Canon kullanıcısı olarak (Burada kesnlikle markayı övme gibi bi niyetim yok) raw dosyası ile makine ve bilgisayar üzerinde neler yapabileceğimi çok iyi biliyorum. Yani makineyi nereye kadar zorlamalıyım ve bilgisayarda daha ne kadar ileri gidebilirim. Hangi kısımları eksik bırakırsam daha sonra tamamlarım veya eksik bırakmamam gereken yegane yerler aklımda kardajı kurarken fıldır fıldır dönüyor. Aslında dönmekten öte bana kadraj kompozisyon üzerine daha çok yoğunlaşmama neden oluyor. Bu konuda oldukça sağlam çalışırken bi yandan, pozlama gibi aslında belki de fotoğrafçılığın en temel taşlarından bi tanesini makinenin kollarına bırakıyorum. Biraz eksik pozlayarak onu da alsında bi nebze limitlerim dahilinde daha sonrası için ayırıyorum. Tabi bu bir süre sonra alışkanlık oluyor. Pek hoş bişey değil. Dijitalin verdiği herşeyi kullanarak devam ediyoruz bi anlamda. Ama filmli bi makineye geçsem ilk 5-10 makara çuvallarım herhalde.
Fikrin bir diğer kısmı da raw çekmediğim zaman, o fotoğrafa yeteri kadar değeri vermediğimi hissediyorum. Yani tutki hayatımın fotoğrafını yakalamışım ama güzel bi düzenlemeye ihtiyacı var. Direk jpeg aldığım için üzerine falza gidemiyorum. Gittiğim zaman fotoğraf kendinden geçiyor, gereken kadar işlenemiyor. Sonuçta elinde bi fotoğraf var ama istenilen gibi değil. Bu da bana ilk başta göstermediğm ilgisizlik ve özensizlikten kaynaklanıyor gibi geliyor. Sonuçta hüzün ve başarısızlık.
Daha farklı bir yaklaşımda raw fotorğaf baskısı alınmış çerçevelenmiş, jpeg ise 13*8 boyutlarında el albümüne konuş fotoğraf gibi hissettiriyor. Değişik yaklaşımlar tabi.
Sanırım bundan sonrasına Okan devam edecekmiş gibi…